Sacit Arda Karaatlı
Sait Arda Karaatlı, İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde lisans eğitimini tamamladı. Lisans eğitimi sırasında Libya ve Katar'da iki yurtdışı staj deneyimi yaşadı. Doha'da Arata Izosaki tarafından tasarlanan QNCC binasında stajyer olarak yer aldı.
KAAT Architecture + Urban'ı resmi olarak kurmadan önce yaklaşık 6 ay boyunca Lebriz ile birlikte dünyayı dolaştı. Ağırlıklı olarak tarih - arkeoloji - kültürden oluşan rota boyunca, doğa yapımı ve insan yapımı arasındaki ilişkileri anlamaya yoğun bir şekilde odaklandılar. Bu yolculuk, bugünkü mimarlık yaklaşımını kökten şekillendirdi.
Eğitim ve meslek hayatı boyunca ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarında çeşitli ödüller aldı. Ödüllerinin yanı sıra çeşitli üniversitelerde jüri üyeliği ve öğretim görevliliği yaptı. Ulusal ve uluslararası ana akım mimarlık dergilerine sık sık makaleleriyle katkıda bulunmaktadır.
After completing İzmir Atatürk Highschool, he completed his Bachelor’s degree in Istanbul Technical University Faculty of Architecture. During his undergraduate years, he experienced two abroad internships in Libya and Qatar. He took place as intern in QNCC building designed by Arata Izosaki in Doha.
Before officially establishing KAAT Architecture + Urban, he traveled around the world with Lebriz for almost 6 months. Throughout the route which mainly consisted of history - archeology - culture, they had an intense focus on understanding the relations between nature-made and human-made. That journey radically shaped his approach in architecture today.
Received various awards in national and international architectural competitions during his educational and professional life. Along with his awards, he has been a jury member and lecturer in various universities. He often contributes articles to national and international mainstream architectural magazines.
Mimar Sinan Müzesi
Museum of Sinan
İşveren | Client Kayseri Büyükşehir Belediyesi | Kayseri Metropolitan Municipality
Proje Türü | Project Type Ulusal Yarışma Projesi | National Competition Project
Çalışmanın Tarihi l Date of The Work 2021
İşbirlikçiler | Collaborators Lebriz ATAN KARAATLI
Tasarım Firması | Design Company KAAT Architecture + URBAN
Ödüller | Awards European40Under40 / European40Under40, 3. Mansiyon Ödülü / 3rd H. Mention, Finalist - Best Architectural Design for Museum - 2021 Golden Trezzini Awards
Fotoğrafçı | Photographer KAAT Architecture + URBAN
Etnik bir coğrafyada, benzersiz Erciyes Dağı gözcülüğünde, jeolojik, kültürel ve tarihsel olarak zengin katmanlı bir yer kabuğu üzerinde Sinan için bir müze yapıyoruz. Bu zenginlik içerisinde kaybolmadan, tehlikeli bir “imgeler dünyası”ndan arınıp Sinan olma derdine düşmeden bir tavır özdeşliği kurmayı amaçladık.
Tasarımı ellerimizle kazıyarak oluşturduk. Dokunmanın ve el ile yapma etme hissinin zamanlar üstü bir bağlaç olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda bu topraklarda ellerini kullanarak var olmuş tüm zanaatkarların desturunu alarak başlıyoruz.
Yaptığımız ise yükseltilmiş bir yer kabuğu tasarlamak. Bulunduğu yerin toprağının izini taşıyan, hatta o sayede biçimine kavuşabilen bir yer kabuğu...
We are building a museum for Sinan in an ethnic geography, under the watchful eye of the unique Erciyes Mountain, on a geologically, culturally and historically rich layered earth crust. We aimed to establish an identity of attitude without getting lost in this richness, without getting lost in a dangerous “world of images” and without trying to be Sinan.
We created the design by scraping it with our own hands. We think that touching and the feeling of making things with bare hands is a timeless connection. In this context, we start by taking the support of all the craftsmen who have existed in this land by using their hands.
What we do is to design a raised earth shell. A shell that bears the traces, and even takes its shape from the soil of the place where it is located...
Sergi Objesi | Exhibition Object
Mimar Sinan Müzesi
20 milyon m2'lik güneş enerjisi santralinin ortasında yer alan SCADA Veri Üretim Merkezi, yeni yüzyılın bu yeni ve zorunlu anlayışının en nitelikli örneklerinden biridir. Proje alanındaki panellerin varoluş nedeni, Güneş'in her sabah doğudan doğması ve her akşam batıdan kaybolmasıdır. İnsan yapımı ve doğal olanın birbiriyle temas ettiği noktada, bir veri üretim merkezinin varlığını doğrudan üzerinde durduğu topraktan kurması son derece anlamlı görülmektedir.
Önerimizin adı olan “logos”, antik İyon kültüründe topraktan üretilen bilgi kavramı için kullanılmıştır. Bu şekilde Logos, üzerinde bulunduğu çöl toprağının ortasından elde edilen bilginin üretildiği bir merkez olarak hiçliğin ortasında beliriyor.
Museum of Sinan
SCADA Data Production Center, situated in the middle of a 20 million sqm solar power plant, is one of the most qualified examples of this new and mandatory understanding of the new century. The reason of existence (raison d’etre) of the panels in the project area is the Sun rising from the east every morning and disappearing from the west every evening. At the point where the man-made and the natural come into contact with each other, the fact that a data production center directly establishes its existence from the soil it stands on, is found exceptionally meaningful.
“Logos”, which is the name of our proposal, was used by the ancient Ionian culture for the concept of knowledge produced from the ground. In this manner Logos appears in the middle of nowhere as a center for generating knowledge derived from the amid desert soil it stands on.